arama

Cumartesi, Kasım 29, 2008

Aralık 2008

Her sene hayatimin çığırından çıktığı ay olan Aralık, benim için bu sene Kasım bitmeden başlıyor. Bu Aralık'ın başına gelen bayram tatilinden ötürü olduğunu tahmin ettiğim bir düzenleme. Düzenlemeyi yapanlara buradan şükranlarımı sunmak istiyorum. Az kalsın bayram vesilesiyle huzurlu bir aralık ayı geçireceğim sanmıştım ama şükürler olsun ki her zaman olduğu gibi yine düşünenimiz var.

100. yazı

Cuma, Kasım 28, 2008

O güzel akşamın anısına...

Yapmacık olmayan biri için, normalde yapmayacağım şeyleri yaptım.
Çünkü o bunları hak ediyordu. Yani bunları yapmak için bir sebebim vardi.

Yukarıdaki metin, 14 kasım akşamı Emek'te bir barda Yüksek Lisans mezuniyetine kavuşan bir arkadaşın, kutlama etkinliğinde cep telefonuma düştüğüm bir not. Üzerinde çok kafa yorulmadan yazılmış bu metin üzerinde öncelikle, "normalde yapmayacağım şeyler" ifadesi yerine "Emre'nin yapmasının beklenilmeyeceği şeyler" ifadesin gelmesinin daha uygun olabileceğini belirten düzeltmemi yapayım ki anlaşılırlığım artsın. Hoş, benim için bu cumleyi ilk söylediğim haliyle kurmak da çok rahatsız edici değil. Ama beni kafalarındaki şablona oturtmayı seven tanıdıklarım için, dediğim gibi, uzatmalı bir yanlış anlamanın son halkası olabilir. Her neyse...
Konuşmamız gerek nokta bu olmasa da ben yine detaylar içinde kaybolma kartımı oynamaya çalıştım ama bu sefer izin vermeyeceğim. Bu kadar iyi duygular içinde tasarlanan bu yazıda sıradan/kötü oyunlarımı oynanmayacağım. O zaman son cümledeki saptamalarımın birinden (iyi duygular) konuya tekrar tutunalım. Burada kaçınılmaz olarak aslında diyerek başlayacağım cümleye. Aslında içinde olduğum iyi duygulardan ziyade bunun sebebinden bahsetmeliyim. Çünkü bu hem durumu daha iyi açıklayacak hem de girişte yaptığım alıntıyı daha açık hale getirecektir.
Mezuniyetini kutladığımız belirttiğim kişi iyi bir insan. Herkes tarafından sevilen biri ve insanların onu sevmek için özel bir nedenleri yok. Yardımsever birisi olduğu göz ardı edilemeyecek olsa da anlamlı bir çoğunluktan bahsettiğimiz için bu bir neden olarak kalamıyor. Zaten ben, güçlü olma, zengin olma, vb. durumlar dışında büyük toplulukların bir kişiye yönelmek için kullanacakları bir ortak sebep bulamıyorum. Tabi bu benim sevme işlemini tam olarak anlamamamdan da kaynaklanıyor olabilir. (Tekrar) Her neyse, bu kadar çok kisinin -çokça- bayağılaşmayan normal bir insana karşı sevgi besleyebiliyor olması, onun mutluluğuyla mutlu olabiliyor olması, samimiyete hemen hemen her şeyden daha çok önem veren benim gibi biri için gerçekten umut verici bir durum. Basite indirgersek iyi bir durum. İşte ben de bu yüzden iyi duygular içindeydim. Duygularımın hem sebebi hem de sonucu olarak ben de bu arkadaşın mutluluğuna elimden geldiğince ortak olmaya çalıştım. İşte bu yüzden benden beklenilmeyecek davranışlar sergilemiş olabilirim.
Ama bundan ötürü pişman değilim. Aksine mutluyum. Zaten bu yazının da yazılma amacı özür dilemek değil. Hatta -her ne kadar yazının başlarında bu yönde bir iki söz söylemeye çalışmış olsam da- bu sayfaya yazılmış pek çok yazı gibi kendimi biraz daha iyi anlatmak da değil. Amacım sadece durumu paylaşmak. Çünkü bence arkadaşım ne kadar mutluluğuna ortak olunmayı hak ediyorsa bu durum da paylaşılmayı o kadar hak ediyor.

ÇOK NET SAÇMALADIM:)

Perşembe, Kasım 27, 2008

Ulusal yaratıcılık

Kuralsızlığın kaynağı olarak gördüğüm yaratıcılığı, bu ülkenin en önemli umudu olarak gördüğümü çok uzun suredir, bulduğum her fırsatta dile getirmişimdir. Hala da ayni görüşteyim; ancak gecen zamanla ve bu zaman içinde benim daha kalabalık yerlere gitmemle, kuralsızlığa karşı sabrım azaldı. Artık bu yaratıcılığı daha olumlu işlere yönlendirmenin zamanı gelmiş olmalı. Yoksa bu potansiyel, orta vadede olumsuz bir hal almaya baslayacak kanımca.