Pazartesi, Temmuz 26, 2010

26.07.2010

-Bir iki haftadır Toy Story izleyip, Alice in Wonderland okuyorum. Kültü sanat etkinliklerimi bu çocuksu seviyeye çektiğim için mutluyum.
-Redd'in "Tamam Böyle Kalsın" için çektiği ve sadece internet sayfalarından yayınladıkları farklı bir klip var. İzleyin. (adres: http://www.redd.com.tr/2010/06/23/tamam-boyle-kalsin-2/ )
-twitter'dan takip edenler biliyor, kontrolsüzce Queen'den Bohemian Rhapsody dinliyorum. Hatta kontrolsüzlüğümü sergilemek (ve biraz da görgüsüzlük yapmak) için, sadece elimdeki altı farklı kayıttan oluşan çalma listeleri hazırlayıp tekrar tekrar onu dinlediğimi söyleyebilirim. Ve dahi, hızımı alamayıp "Mama, just killed a man" de diyebilirim ama sesim çok çirkin. Zaten siz de durumu anlamışsınızdır.
-Tez çalışmalarım hala durağan ama kısa bir süre içinde çalışmalarımın ivme kazanacağına dair bir inancım var. (Bilimsel çalışmaya dair inanç taşımak ne güzel bir zihin karmaşasıdır.)
-Bir yıla yakın zaman oldu ama ben hala Ruşen Çakır'dan Ayet ve Slogan'ı ve J.P. Donleavy'den Zencefil Adam'ı okuyorum bitirmedim.
-Emir askere gidiyor.
-Bir de ben galiba sakinleşemiyorum.


Belki söylenecek başka şeyler de vardır ama dediğim gibi sakinleşemiyorum. O zaman şöyle diyelim:
Çok zaman, az değişiklik; az yazı. Bu güncelleme de bu kadar kısa olur bu durumda.

Çarşamba, Temmuz 14, 2010

Saat 02:30 suları balkonda apartmanların sessizliğine bakıyorum. Sokağın yukarısından iki adam yaklaşıyor. Seslerini duyuyorum. Sinan'dan bahsediyorlar. İkisi de Sinan'ın iyi biri olduğunda hem fikir. Görmek istiyorum bu iki adamı. Bekliyorum. Geliyorlar. Bira içmişler. Sohbetlerine devam ediyorlar. Sokakta yürüken duruyorlar bazen ama konuşmaya ara vermiyorlar. İkisi de saçı, sakalı ağarmış, çok kolay yürüyemeyen adamlar. Birisi "ben şimdi sana derdimi anlatsam da sen bana çare olamazsın ki" diyor. Sonra Çorbacı Ağa'nın çırağı gelip bu iki adama, yakında ekmek alabileceği açık bir yer olup olmadığını soruyor. İkisi de aynı yeri tarif ediyorlar. Çırak oraya doğru ilerlerken arkasından, gideceği yeri söylemeye devam ediyorlar. Sonra bir anda kendi sohbetlerine kaldıkları yerden devam ediyorlar.

Saat 3'e yakın. Odamdayım. Geçtiğimiz bir kaç yılda benden yardım isteyen arkadaşlarıma yüz çevirdim. Yardım istemeyenlerin ise hayatlarına karışmaya çalıştım. Yaptıklarımda bir yanlışlık göremesem de hatalı olduğum her seferinde yüzüme vuruldu. (...)

Ben bir mühendisim. Herhangi birine yardım etmek için önce kendi işimi yapmalıyım. Bu yeni vardığım bir sonuç değil. Sadece hatırlamak için yazıyorum.