1999 yılında, 31 Ocak'ı 1 Şubat'a bağlayan gecede, hemen hemen bu vakitlerde, İstanbul Moda'da 81300 posta kutu numaralı o bildik evde, en sevdiğim, en çok saygı duyduğum, kendisiyle tanışmış olmayı en çok dilediğim sanatçı Barış Manço, hayata gözlerini yumdu.
Acısı hala taze.
Burada yazdığım üçüncü ölüm hüzünü yazısı bu ve ikinci kez insanın yabancılar için acı duymasının normal olup olmadığını sorguluyorum. Ama bu adam yabancı olamaz. O en nihayetin de bir ozandı. Bir ozan bir insana ne kadar uzak, ne kadar yabancı olabilir ki? Belki hüznüm ve üzüntüm, sadece, tekrar ürün veremeyecek olmandandır. Halbuki o ürünlerine ne kadar da çok ihtiyacım(ız) vardı.
Bundan başka ne denilebilir ki? Tekrar tekrar söylüyorum: "Mekanın cennet, toprağın bol olsun"
Acısı hala taze.
Burada yazdığım üçüncü ölüm hüzünü yazısı bu ve ikinci kez insanın yabancılar için acı duymasının normal olup olmadığını sorguluyorum. Ama bu adam yabancı olamaz. O en nihayetin de bir ozandı. Bir ozan bir insana ne kadar uzak, ne kadar yabancı olabilir ki? Belki hüznüm ve üzüntüm, sadece, tekrar ürün veremeyecek olmandandır. Halbuki o ürünlerine ne kadar da çok ihtiyacım(ız) vardı.
Bundan başka ne denilebilir ki? Tekrar tekrar söylüyorum: "Mekanın cennet, toprağın bol olsun"