arama

Çarşamba, Ocak 31, 2007

8 yıl önce

1999 yılında, 31 Ocak'ı 1 Şubat'a bağlayan gecede, hemen hemen bu vakitlerde, İstanbul Moda'da 81300 posta kutu numaralı o bildik evde, en sevdiğim, en çok saygı duyduğum, kendisiyle tanışmış olmayı en çok dilediğim sanatçı Barış Manço, hayata gözlerini yumdu.
Acısı hala taze.
Burada yazdığım üçüncü ölüm hüzünü yazısı bu ve ikinci kez insanın yabancılar için acı duymasının normal olup olmadığını sorguluyorum. Ama bu adam yabancı olamaz. O en nihayetin de bir ozandı. Bir ozan bir insana ne kadar uzak, ne kadar yabancı olabilir ki? Belki hüznüm ve üzüntüm, sadece, tekrar ürün veremeyecek olmandandır. Halbuki o ürünlerine ne kadar da çok ihtiyacım(ız) vardı.
Bundan başka ne denilebilir ki? Tekrar tekrar söylüyorum: "Mekanın cennet, toprağın bol olsun"

Cuma, Ocak 26, 2007

İsmail Cem de...


Allah rahmet eylesin.
Mekanın cennet olsun.
Tanımadığın insan için dökülen gözyaşı.

Çarşamba, Ocak 10, 2007

ODTÜ Finaller: Güz 2006

Kaçınılmaz olan yine geldi çattı ve yine başladılar. Finallerden bahsediyorum. Bugün ya da dün Heat ile başlayan -ve büyük ölçüde biten- sınavlar silsilemden, silsilemizden bahsediyorum. Geçen sene bahsettiğim gibi bahsediyorum. Yine bir kötüye gidişten bahsediyorum ya da bahsedeceğim. Geçen seneki yazımı tekrarlayacağım ya da hali hazırda tekrarlıyorum. 2006 Bahar dönemi dışında katıldığım diğer final dönemleri için de yazılar yazmış olsam durum bu yazılar için de pek farklı olmazdı.
10.01.2007/02:46

Yukarıdaki yazıyı bundan dört buçuk ay önce yazmaya başlamışım ama tamamlayamamışım. Ben de şimdi ODTÜ final dönemleri ile ilgili yazdığım ve yazacağım yazıları "Final Yazıları" etiketinde toplamaya çalışırken fark ettim bu tamamlanmamış yazımı. Hayır yalan söylüyorum, hep farkındaydım bu yazının ama tamamlama cesaretini gösteremedim. Çünkü o zaman çok karmaşık bir ruh hali içindeydim ve hala içimde bir yerlerde bu ruh halinin izleri var. Hatta şu anda o günleri düşünürken içim sıkılmaya başladı bile. İşte bu karmaşıklık yüzünden tamamlayamadım bu yazıyı. Tamamlayamayacağım da ama bu haliyle yayınlayacağım. Blogumu tutmaya başladığımdan bu yana geçirdiğim final dönemlerinden sadece Yaz 2006'nın yazıları olmayacak bu sitede. Ama umarım bu yarım halinden ve şu anda yazdığım açıklama metninin dilinden o zamanlar içinde bulunmuş olduğum o iğrenç durum hakkında bir fikir oluşmuştur kafanızda.
27.05.2007/23:43

Salı, Ocak 02, 2007

yeni yil ve bayram duosu

Kurban Bayramı'nın ilk günü ile yılbaşı çok yılda (36 tahminimce ama 64 diyenler de var) bir aynı güne denk geliyor ve 01.01.2007 bu günlerden biri. Bu çakışma bayramın bir nebze olsun yeni yıl kıtlamaları tarafından gölgelenmesi anlamına geliyor, maalesef. Ama biz Doğu-Batı çekişmesini/çatışmasını hazmetmiş bir toplum olduğumuz için bu bizim için fazla sorun yaratmayacak.
Ben de bir sorun yaratmayacağını düşünerek ilk kurbanı "Batılıların" (Hristiyanların) gözünden tasvir eden bir resim ile hepimizin çok sevdiğini bildiğim, "bizden" bir yeni yıl şarkısını yan yana koydum ve bu sayfada bu gölgelemeye/çakışmaye yer vermek istedim.
Umarım beğenirsiniz:



yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl
bizlere kutlu olsun
yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl
sizlere mutlu olsun
eski yıl sona erdi
yepyeni bir yıl geldi
bu yıl olsun mutlu bir yıl
bu yıl olsun hey hey
kardeşiz biz hepimiz
bitmesin hiç sevgimiz
aramızda dargınlık yok
aramızda hey hey
mutlu olsun insanlar
mutlu olsun tüm evren
yeni yılda hep birlikte
yeni yılda hey hey