Geçen cumartesi (14 Nisan 2007) ilginç bir gündü. Kötü bir duruşla başlayan günüm ilerleyen saatlerde önce normal durağanlığına sonra da ilginç bir hareketliliğe sürüklendi ve sonuç olarak iyi noktalandı. Hatta o kadar iyi noktalandı ki bu iyi noktayı oluşturan en önemli unsur hakkında, yaşanmasının üzerinden bir hafta geçmiş olmasına rağmen bir şeyler yazma gereği hissediyorum. Bu durumda bu yazıya, gerçekleştirdiğim eylemden bir sonraki cumartesi, yani 21 nisan 2007 cumartesi günü Adana'ya doğru yola çıkmadan az önce başladım ve yazıyı Adana dönüşünde 25 nisan 2007 çarşamba günü yayınladım. Tabi aradan bir hafta geçmesinden sonra yaşanan gecikmenini nedeni hem biraz yazıyı yazmaya başladığımda tamamlamaya karar vermiş olsaydım otobüsümü kaçıracak olmam, hem de bu girişi yapabilmek için elimde bahanem olması isteğimdi. Neyse bahanenimi yaratıp, gereksiz ve tutarsız giriş paragrafını yazdığıma göre yazının konusuna yani 14 Nisan 2007 Cumartesi gününün iyi bitmesini sağlayan noktaya, o günün akşamı izlediğim filme gelebiliriz: Pan'ın labirenti.
Aslında ben de yaşattığı bu etkiyi belirttikten sonra filmle ilgili daha fazla bir şey söylemem gerektiğini düşünmüyorum ama az sonra filmi kaçırmamanızı sıkı sıkı tembihleyeceğim göz önünde bulundurulursa bir noktayı belirttmeden geçemeyeyim. Filmin adından ve başrollerinde küçük bir kız çocuğu ve ilk bakışta onun hayal dünyasından oldukları varsayılabilecek fantastik yaratıklar olması durumundan yola çıkarak bu filmin çocuk filmi olduğu kanısına kapılabilecek insna lar başta olmak üzere, filmi izlemeyi düşünenen herkese filmde bol bol şiddet öğesi olduğunu belirtmek istiyorum. Film'in iç savaş sonlarına doğru İspanya'da bir kırsalda geçtiğini belirtmem kimileri için ne bekleyebileceklerini anlama adına bir yol gösterici olur umarım. Ben, tam ayarından kullanıldığı yorumunu yapıyor olsam da sinemada bu tür şeyler görmek istemeyen insanların pek hoşlanmayacağı sahneler içermiyor değil film. Ama bence bu film için değer.
Sonuç olarak gösterimden kalkmadan gidin ve izleyin anacığım.
Film beklentilerimin kat kat üstünde çıktı. Öncelikle politik bir filmi bu kıvamda pişirip verebilen birilerinin olduğunu görmek çok güzel.
YanıtlaSilBu arada emre adana 'ya gelip gidiyorsun ve bize uğramıyorsun :(