Beni tanıyan sevgili okurumuz, benim hatıralarda yasayan 22 yaşında bir genç olduğumu pek tabi bilir. Hatta bu bilgisi ile -olan veya olmayan- tıbbi bilgisini harmanlayıp, taşıdığım iddia edilen bazı ruhsal bozuklukları bile sıralayabilir. Ama yine bilir ki sevgili okurumuz, ben bu durumumdan, oldukça memnunum(dur).
Kargo diye bir rock müzik grubu vardır. Herkes bilir, herkes sever. Tabi herkesin sevmesi durumunun sağlanması için grubun farklı dönemlerde yaptığı müzikler arasında ciddi farklılıklar bulunur. Öyle ki benim de içinde bulunduğum seçici bir topluluğun üyeleri, bu grupla ilgili olumlu düşüncelerini paylaşacakları zaman, grubun adinin ardından hemen "MŞŞ'nin ayrılmasından önce" veya "MŞŞli" ibarelerini koymayı bir görev bilirler. Bu ibarelerdeki MŞŞ, Mehmet Şenol Şişli anlamına gelmektedir ama her ne kadar bu bilgiyi vermeyi bir görev bilmiş olsam da bu yazı ne onunla ne de (ibarelerden anlaşılacağı üzere) gruptan ayrılışıyla ilgilidir. Bu yazı esasen, benim Kargo dinleme alışkanlığımın yeni basamağını duyurmak için yazılmıştır.
Bu sefer, bütün sevgili okurlar için konuşamayacağım ama yine bilen bilir bendeniz naçizane bir Kargo dinleyicisiyimdir. Tabi buradaki küçümseme benim genel olarak müzik dinleme alışkanlığıma yapılmış olup, Kargo'nun bunun içindeki oranıyla hiçbir alakası bulunmamaktadır. Çünkü birkaç kaset ve radyodan öteye geçip, kendi isteklerime göre, yoğun olarak müzik dinlediğim ilk donem olan lise yıllarımda Kargo en çok dinlediğim şeylerden biriydi. Öyle ki o zamanlar dağılmış bir grup olan Kargo'nun yeniden birleştiğini ve yeni bir albüm hazırlığı içine girdiğini öğrenince çok sevindiğimiz ve heyecanla beklemeye başladığımızı hatırlıyorum. Sonra albüm (Ateş ve Su) çıkar çıkmaz da temin etmiştik.
Liseden sonra fazla dinlemedim Kargo'yu. Bunda Kargo'nun bizim girdiğimiz ÖSS öncesi dönemde çıkardığı ve değişimini ortaya koyan -heyecanla beklediğimizi az önce belirttiğim- Ateş ve Su albümünün ne kadar payı vardır bilmem ama dediğim gibi yarısından fazlası last.fm'li döneme giren üniversite yaşantım boyunca pek dinlemedim Kargo'yu. Burada last.fm vurgusu yapmam bu durumun genel dinleme grafiklerimden de rahatça gözlemlenebilecek olmasındandır.
Gel gelelim yıllar sonra bilgisayarımda, klasörler arasında gezerken Kargo albümlerimi düzenlemeye karar verdim. Düzenlerken "şu parça güzeldi", "bunu dinlesem iyi olur" diye diye bir müddet Kargo dinledim. Sonra tadı alınca kaçınılmaz bir şekilde Yalnızlık Mevsimi albümünü dinlemeye başladım. Bu yazı yazılana kadar kaçıncı tekrarı yaptım bilmiyorum ama bu aralar -adi gecen albüm basta olmak üzere- kontrolsüzce Kargo dinliyorum. Bundan da son derece mutluyum; çünkü unutulmaya tutmuş, eski bir dosta kavuşmak ve hatıraları yad etmek benim (girişte anlatılan) gibi bir adam için gayet mutluluk verici.
Yazımı bitirmeden önce bu albüm hakkında da bir iki söz söylemek istedim ama bunun yerine daha iyi bir bloggerin albüm ve çıkış parçalarından biri hakkında yazdığı iki yazıya bağlantı vererek hem size de daha okunası bir şeyler hem de beğenimi ve belirttiğim birkaç fikrin tek olmadığına dair kanıt sunmuş olurum:
Yalnızlık Mevsimi
Nostalji: Kargo - Kalamış Parkı
Not: Bunun dışında müzik dinleme açısından çok hareketli bir hafta geçirdim. Bu hareketlilik içinden iki başlığı daha sizinle paylaşmaya karar verdim. Bu şekilde haftasonuna kadar bir müzik yazıları üçlemesine kavuşmuş olacağız.
yazım tarihi: 09.09.2008
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder