Cuma, Haziran 27, 2014

28.06.2014

Tuğçe'nin istediği yazı

-Geçen güncellemede bahsettiğim evsizliğim şimdilik nihayetlendi. Geçtigimiz süreçte beni ve eşyalarımın çoğunu misafir eden Adaş'ıma teşekkür ederim.
-Yine geçen güncellemede edindiğimden bahsettiğim bisikletimi daha etkin kullanmaya başladım. Hatta geçtiğimiz hafta itibariyle işe de bisiklet gidip gelmeye başladım. Büyük olasılıkla yalnız başıma olsaydım girişmeyeceğim bu konuda da Soyadaş'ıma teşekkür ederim.
-Yine yeni evle birlikte kitaplığımı da yeniden toplama olanağı buldum. Yaklaşık bir yıl boyunca çeşitli yerlerde ve normal şartlarda pek tercih etmeyeceğim durumlarda bulunmuş olan kitaplarım tekrar bir konaklama noktasına ulaştılar.

Fotoğraf: Kitaplığım 

-Pek çok kişinin izlemek için bile tekrar ilgilenmeyeceği halde Altın Palmiye kazanınca, sayesinde gurur, onur, vb. öznel duyguları yaşadığı Nuri Bilge Ceylan filmi Kış Uykusu'nu izledim. Uzunluğu görece yıpratıcı ve bazı diyaloglar yer yer fazla karikatürize gelmiş olsa da filmi beğendim. Ama sanırım yönetmenin filmleri arasından en beğendiğim hala İklimler.
-Bloga yazmadığım sürenin bir kısmında bir kitap okuma grubuna devam ettim. Okuduğumuz kitaplardan bir tanesi de Stefan Zweig'ın Macellan isimli biyografisiydi. Hemen hemen aynı dönemde Wes Anderson'un Büyük Budapeşte Oteli isimli filmin de beğeniyle izleyince Zweig ilgim depreşti. Bu kapsamda Dünün Dünyası isimli -ve Bir Avrupalı'nın Anıları alt başlıklı- anılarını hayranlıkla okudum. Kitabın, Büyük Savaş'ın 100. yıl dönümünün geldiği şu günlerde ayrı bir anlam teşkil ettiği düşüncesindeyim. Çok ara vermeden kitaplarını okumaya devam etmek istiyorum, sırada Hayatın Mucizeleri var. Bakalım okuma programımın şekillenmesinde bu isteğim ne kadar etkili olabilecek.
-Bu arada, Zweig'dan bahsetmişken, bir noktada Stefan Zweig'dan ve Erich Maria Remarque'dan bahseden bir yazı yazmak isteğimi de belirteyim.
-Yine bu geçtiğimiz dönemde daha fazla kitap ödünç verdim ve ödünç aldım. Güzel bir gelişme daha.
-Şu aralar Erkan Oğur, Derya Türkan ve İlkin Deniz'in birlikte hazırladıkları Dokunmak isimli albümün, bana göre konseptine en uzak olan son parçası Naci Derler'i kontrolsüzce dinliyorum. Kapanışı da onunla yapayım:

1 yorum: