arama

Salı, Ocak 01, 2008

yeni yılın ilk yazısı: "Yazılar"

Bu yazıyı geçen senenin son ayının başında yazmayı planlıyordum. Sonra bir içerik değişikliğiyle ay sonu programımıza dahil ettik ama yetişemedi sayın okur, özür dileriz. Ama bu gecikme yeni yılı, seyrettiğim bir film ya da dinlediğim bir şarkıdan daha çok bana ait olan, ya da daha doğrusu benden olan bir şeyleri anlatarak açma fırsatı tanıdı. Bunun için de kadere ben teşekkür ederim. Malum yeni yıla nasıl girersek, öyle devam edermişiz:



Hayat yazdığımız yazılar gibi, bir cümlenin ardına, onunla anlam bütünlüğü taşıyan cümleler getirme telaşıdır. Hayatta da aynen yazıdaki gibi, paragrafa başlarken, paragrafın sonuna ne yazacağımızı öngörme hakkımız vardır . Ancak duraksız yazım sırasında, planlamadığınız bir cümle kullandığımızda artık o varma niyetinde olduğunuz cümleyi yazamadığımız gibi hayattı da bazen istediğim yerlere götüremez, istediğimiz eylemleri gerçekleştiremeyiz.
Ama hayatın bir güzelliği de vardır. Hiçbirimizden kusursuz yazarlar olmamızı beklemez. Yaptığımızın işin zorluğunun farkındadır ve bize istediğimiz yerde yeni paragrafa başlayabilme özgürlüğü verir çoğu zaman. Tabi bunun da bazı şartları, gereksinimleri ve tabi ki sonuçları vardır. Bir de bunun dışında, bazen bize istememize rağmen zorla paragrafı yaptırır. Bu, ilk belirttiğim paragraf hakkı kadar güzel bir şey değildir ama onun kadar gerçektir.
Tabi sizin isteğinizle olsun ya da olmasın, zorunluluk yüzünden paragraf yamak çok mutlu edici bir şey değildir. İnsan çoğu zaman, bunu durumu kabullenmeyle ilgili sorunlar yaşar. Ben de yaşadım. Şimdi en şiddetli yaşıyorum.
Yine kaybettim!
Tatil bitti!


Aralık ortası ile sonu arasında yaşadığım duygusal ve düşünsel çöküntüden bahsetmiştim daha önce. Bir müddet daha bahsetme ihtimalim olduğu için onun bir dışa vurumunu paylaşma gereği hissettim. Yazı bunun için var.

Hiç yorum yok: