arama

Çarşamba, Haziran 17, 2015

Haziran 2015

-Haziran ayı yarılandığı halde, yağışlar düzensiz ama belirgin bir halde devam ediyor. O yüzden, bir süredir işsiz olmam neticesinde her gün boş olduğum halde, istediğim gibi bisiklet süremiyorum. Hatta çoğu zaman koşamıyorum bile. Bu durumda ben de daha yoğun bir dinleme ve izleme faaliyeti içine girdim. Yalnız, okumayı istediğim seviyeye çekemedim, sebebini merak ediyorum.

-Yukarıda bahsettiğim dinleme faaliyetinin önemli ağırlığını podcastler çekiyor. Bu noktada, geçtiğimiz aylarda yazdığım Podcast yazısına ek olarak birkaç yayından daha bahsetmek istiyorum:

Desert Island Discs
Adının da çağrıştıracağı üzere, konuklarına ıssız bir adaya düşmeleri durumunda yanlarına almak isteyecekleri 8 parçayı soran bir radyo programı. Konuk şarkıları listelerken arada güzel bir söyleşi de gerçekleşiyor. Adaya götürmek isteyecekleri bir kitabın, bir lüks objesinin ve bu 8 parçadan vazgeçilmez olanının da sorulması ile söyleşi sonlanıyor. Çok yakın zamanda haberdar oldum programdan. Bradley Wiggins'in saat rekoru denemesinden önce MTBTR'nin hazırladığı detaylı incelemede dikkatimi çekti. 1942'den bu yana devam eden epey eski bir programmış. İlkinin yayın hayatı 43 yıl süren üç sunucudan sonra, 2006'dan bu yana Kirsty Young tarafından sunuluyormuş. Ama dijital ortama taşınması görece yeni bir tarihte, 2009 sonunda gerçekleşmiş. Gözümden kaçmış olmasını buna bağlıyorum. Programı takibe başladıktan sonra yakın tarihlilerden başlamak üzere arşivine hızlıca bir göz attım ve Jimmy Wales, Ken Robinson, Malcom Gladwell, Rowan WilliamsDaniel Kahneman, Brian Cox, Brian EnoLilly AllenMorrisseyRoger WatersJacqueline Du PreDustin Hoffman, Mark Gatiss, Michael CaineHugh Laurie gibi çok baskın isimlerden oluşan bir kısa liste yaptım. Daha fazlasını isteyenler için de araştırma yaparken karşılaştığım şu The Telegraph yazısını paylaşayım.

Freakonomics
Adının çağrıştırdığı gibi ilginç konulara ekonomist bakış açısı ile yaklaşan bir podcast. Programın alt başlığı ilgi alanlarını, her şeyin gizli tarafı olarak tanımlıyor. Sayfalarındaki açıklama kısmında da belirttikleri üzere aylık 5 milyonu aşan indirilme sayıları ile dünyanın en popüler podcastlerinden biri. Sitelerinde ayrıca bir blog ve aynı eksende yayımladıkları kitapların bilgileri de bulunuyor.


Radiolab
Her bölümünde olabildiğince ilgi çekici bir konuyu gündeme getirmeye çalışan bir yayın. Bir süredir takip listemde olamasına rağmen çok sık dinlediğim bir program değildi ama geçtiğimiz haftalarda yayınladıkları bir bölüm ile dimağımı genişletti. Uzunca bir süreden beri beni sanırım en heyecanlandıran bilgiyi, Amerika'nın 2. Dünya Savaşı'nda ana karasında esir kampları işlettiği ve bu kamplarda yüz binlerce Alman savaş esiri tutulduğu bilgisini, bu program sayesinde öğrendim. Bu yüzden kendimi borçlu hissediyor ve reklamlarını yapmadan geçemiyorum.

Şeytan Arabası
Bir bisiklet podcasti daha. Yalnız bu seferki hem görece uzun bir süredir düzenli bir şekilde yayınlanıyor, hem de bisiklete sadece spor yönünden bakmıyor. Kendileri programı "bisiklet üzerine, hey yönü ile bisiklet" şeklinde tanımlıyorlar. Program Açık Radyo'da yayınlanıyor ve Esra Ertan, Aydan Çelik ikilisi tarafından hazırlanıp, sunuluyor. Ben doğrudan Soundcloud üzerinden takip ettiğim için bağlantı adresi olarak bunu paylaştım. Ayrıca, programların ve notlarının paylaşıldığı bir de blog adresi mevcut.

-Son iki haftadır Selçuk Aydemir'e epey sardım. Her şey, kitabı rafta beklerken bir dizi İşler Güçler ve Üsküdar'a Giderken videosu izlememle başladı. Sonrasında Mahalleden Arkadaşlar isimli kitabı daha fazla ertelemeden okuyayım dedim. O sırada Üsküdar'a Giderken'i de tekrar, baştan sona düzenli bir şekilde izleyeyim dedim. Kitap bitti. Dizi bitmek üzere. Arada İşler Güçler videolarına bakmaya da devam.

Selçuk Aydemir, Mahalleden Arkadaşlar, İstanbul: Sayfa6 Yayınları, 2015
Burada şu notları düşmekte de fayda var sanırım:
  • Kitabın edebi olarak pek bir iddiası yoktur herhalde. Zaten pek düzgün bir yayınevinden (ya da yayın serisinden mi demeliyim) çıkmadığı için hataları bol bir kitap. Ancak Selçuk Aydemir'in, beni çok eğlendiren anlatımını ve hikayelerini sunduğu için ben beğendim eseri.
  • Dizilerle ilgili olarak da durumda bir değişiklik yok.
    Üsküdar'a Giderken > İşler Güçler > Kardeş Payı.
-Silicon Valley adlı dizi bu hafta başından ikinci sezonunu bitirdi.
Burayı okuyan hemen herkesin bileceği üzere, güncel işsizlik durumumdan hemen önce ben de bir tür start-upta çalışıyordum. Bu süreçte çeşitli teknoloji geliştirme alanlarında bulundum ve bu sektörde çalışan insanlarla iletişim kurdum. Dizi bu yüzden ilgi çekici geliyor olabilir bana. İçinde iken, "ekosistem" şemsiyesi altında dalga geçtiğimiz noktalar üzerine kurulu bir komedi dizisi izlemek güzel geliyor herhalde. Neyse 3. sezonun da olacağı kesinleşmiş, en azından bir sezon daha eğlenirim.

-Son olarak yakın zamanda pek çok kişiye önerdiğim ve zevklerine saygı duyduğum kişiler tarafından beğenilmesi ile mutlu olduğum Andrew Marr's History of the World isimli belgeselden bahsedeyim. İlk kez 2012 yılında yayınlanan belgesel bir BBC yapımı. 8 bölümde insanlık tarihin, Afrika'dan yayılmasından 21.yy'a kadar geçen yaklaşık 70.000 yıllık bölümüne hızlı bir bakış atılıyor. Konu seçimleri, dramatik kurgusu ve sunumu ile bence başarılı bir tarih belgeseli, tavsiye ederim.kedi

Hiç yorum yok: