Yıl bitmeden bir iki yazı yazayım da Aralık kotasını doldurayım. Hem bu şekilde aralık başlarından beri geçirdiğim çalkantılı döneme bir virgül koyduğumu da eşe dosta, varsa okura duyururum.
Bu, yılın son ayında geçen yıldan, yaşanmışlardan, mutluluklar ve üzüntülerden bahseden kişilerden olabilmek isterdim herhalde ama bu seneyi de bu tür insanlardan olamamış şekilde bitireceğiz. Ne yapalım, sağlık olsun. Ama yine de bu aya ayrı bir değer verdiğimizi göstermek adına geçen sene yaptığımız gibi Aralık ayındaki Emre ile ilgili bir şeyler söyleyelim. Geçen seneki unutkanlık hissini/bilgisini bu Aralık'a da taşıyan genç Emre, en azından bu Aralık, mutlu olmak adına güzel bir keşif yaptı: Pushing Daisies!
Aslında buna tam olarak keşif denemez. Daha çok 22dakika.org'da çıkan bir kaç yazının uyandırdığı merakı yeni sabit diskimin verdiği rahatlıkla bastırma çabası içine girmem olarak nitelendirilebilir. Ama adı en olursa olsun Amerikan abc kanalında yayınlan bu "sıcacık" dizinin bütün bölümlerini internetten temin edip, izledim. Bu noktada şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki Pushing Daisies, hayatım boyunca seyrettiğim en iyi yapımlardan biri. Bu saptamaya varmamda, benimle birlikte diziyi takip etmeye başlayan ve zevkine çokça saygı duyduğum bir arkadaşımın övgülerinin de etkili olduğunu söylemeden edemeyeceğim.
Dizinin başarısı dizi ve sinema dünyasında da kabuk görmüş olacak ki, bu mütevazi dizi 3 dalda, Altın Küre adaylığıyla onurlandırılmış. Yalnız diziyle ilgili bir sorun var ki; 9 . bölümünde bulunan dizimiz Amerika'daki senarist grevinden etkilenmiş durumda. Hali hazırda yeni bölüm senaryosu bulunmayan dizinin akıbeti merak uyandırıyor. Hele son bölümde kalan notkada bu merak biraz daha da yükseliyor.
1 yorum:
Sayende (biraz geç de olsa) ben de bu güzel yapım ile tanıştım. Kalitesi 1. bölümden beri ivmeli bir şekilde yükseldi. Gerçi izleyenlere biraz işkence ediyor konusu ama katlanılabilir düzeyde :)
Yorum Gönder